Saturday, December 12, 2009

ITALYANLAR VE ARASTIRMA SONUCLARI

Bu hafta sonu yayinlanan ''Il Venerdi'' de  Italyanlar hakkindaki arastirma sonuclarini sizlerle paylasmak istiyorum.Arastirma Demos tarafindan 12-19 kasim 2009 arasi degisik sehirlerden 15 yas ustu 1.300 kisi arasinda telefon ile belli sorular sorularak gerceklestirildi. 3 bolumden olusuyor , Kurumlar, Demokrasi ve Kimlik.Cikan sonuclar ise bir olcude yasadimiz bu ulkenin ruh halini yansitiyor.Kendimi tam olarak Italya ile butunlesmis hissetmesemde sonuclarin bu sekilde oldugunu aile ici konusmalardan, arkadaslarimdan ve degisik Italyan gruplardan zaten dinliyordum.Arastirmayi okuyunca sasirmadim.

Demokrasi ile ilgili dusuncelerde hayal kirikligi soz konusu.Bekleneni elde edememe dusuncesi hakim.Kurumlara olan inanc giderek azaliyor.Dikkatimi ceken Avrupa Birligine ve kiliseye olan  inancin gecmis yila gore azalmis olmasi.Bir sekilde protesto gosterilerinde % 4 oraninda artis soz konusu.Gonullu calismalarda artis egilimi var.

Tum bunlarin yaninda Italyanlar gecmis yillarda daha cok suc oranlari, gocmenler vergiler, konusunda endise duymalarina ragmen  bu sene birinci sirayi ''issizlik'' aliyor. Toplumun % 40 oranindaki bir bolumu issizlikten endise duyuyor.

Haberlerde her dakika izledigimiz gibi daha cok isciler ve calisanlar arasinda protesto hareketleri % 13 lere ulasmis durumunda.

Demokrasi ile ilgili giderek daha vahim bir durumun ortaya ciktigi dusunuluyor. Italyanlar'in % 41'i partiler olmadan ekonominin daha iyi isleyecegine inanmaya baslamis olmasi.
% 67 ise basbakanin direkt halk tarafindan secilmesi gerektigine inaniyor.2002'de yapilan arastirmadan sonra % olarak demokrasinin iyi calismadigina dair sinyaller giderek artiyor.

Bu sonuclardan bana gore en carpici olani ise kimlik ile ilgili olani.Italyanlar'a soyle soruluyor. '' Ne zaman Italyan olmaktan gurur duyuyorsunuz ?'' % 51ìi genelde gurur duydugunu soyluyor, % 36 ise yeterince gurur duydugunu vurguluyor. 1991 senesinde 63 olan oran bugun  51.Bunun sebebi ise politikaya olan kizginlik seklinde aciklaniyor.

Diger bir soru ise bunun tam tersi '' Italyan olmaktan ne zaman utanc duyuyorsunuz'' Bu soruya verilen cevap ise % 27.Bunun cevabida yine politikada yatiyor.

Peki Italyan'larin en cok gurur duydugu Italyan olmaktan mutlu oldugu tablo nerede karsimiza cikiyor.
Siralama su sekilde

Italya'nin inanilmaz guzelligi   % 83
Kulturumuz ve sanat     % 80
Mutfagimiz % 78
Moda % 51

Tum arastirma sonuclari politika ile baglantili.Aslinda kimse yasadigi ulkeden utanc duymaz eger utanc orani giderek artiyor ve ben hergun bu sozleri duyuyorsam demekki politika ile Italyan'larin bir sorunu var.
Bakalim neler olacak,Italyanlar tum bu iclerindeki bombayi politikaya nasil yansitacaklar?



































































Friday, December 11, 2009

TOSCANA CORBASI

















( Fotografi Ayse ve Cengiz yolladi ,kara lahanayi kendi yerleri olan Fethiye'deki Uzumlu'de yetistiriyorlar.http://www.yesiluzumlu.com/index.html)
Bu yaziyi daha once bir gazete icin hazirlamistim.Burada duzenlenen ''corba festivalleri'' hakkinda bilgi verecektim fakat son festivali kacirdigim icin yazamadim elimde foto yoktu .Daha sonra bana Uzumlu Dikencik , Fethiye'den Ayse ve Cengiz onlara gecen sene yolladigim ''cavolo nero'' nun yenecek kivama geldigini soylediler ve tarif istediler.Bende hemen elimdeki bu yaziyi cikarttim.Neden Toscana'da kara lahana cok tuketiliyor, corbalarda kullaniliyor ve tarihcesi nedir diye kutuphaneye gittim.Iste elde ettigim bilgiler.
Lucca Etruskler’in uzantisi bir sehir.MO 180 de ise Roma imparatorlugunun kolonisi olur.Seneler boyuncada ozgur bir yapi sergiledikten sonrada 1847 ‘de Toscana’nin bir parcasi ve en sonunda ise Italya’nin bir sehri olur.

18.yuzyilda doktor ve Toscana’li bilim adami Dr.Giovnni Targioni Tozzetti’nin ( 1712-1783) yillari arasinda yazdigi kitapta belirttigine gore 18.yuzyil sonlarina dogru toplumda mevcut kaynaklarin kitligi soz konusu idi.Bu nedenle de gunluk besin ihtiyaclarinin dogadaki mevcut bitki ortusu ile yasami surdurmek icin en kisitli ve sagliga yararli sekilde giderilmesi soz konusu idi.O donemde tum bunlarin gerceklestirilmesi icin Toscana mevcut bitki ortusu, tepeleri, kiyi seridi, kirsal kesimin genisligi, daglik alanlarin mevcut olmasi nedeni ile tarimciliga uygun bir yapiya sahipti. Toscana’da bulunan ve kendi icinde yasayan degisik kultur yapisina ait topluluklarin birbirleri ile irtibati sonucunda ise mutfak kulturlerinin alisverisi degisik receteleri ortaya cikartiyordu.Iste ‘’Le zuppe toscana ‘’ Toscana corba’’ si bu bolgede degisik recetelerin kulturler arasindaki alisverisi sonucu ortaya cikmis tipik bir recetedir.

Bu bolgedeki mevcut receteler tamamen koylulerin kisitli kaynaklarla ihtiyaclarin birlesmesinden dogmustur.

Corbalarin bazinda ekmek temel olarak yer almaktadir cunku gecmis zamanda kirsal kesimde haftada bir kez ekmek yapilmakta ve yapilan bu ekmekte uygun bir yerde saklanmaktaydi. ekmegi atmak tamamen gunah sayildigi icin uzun sure beklemis ekmekleri degerlendirmek amacli corbaya konulmaktaydi.Toscana bolgesinde bu donemde kisitli kaynaklarla hazirlanan corbalar kuvvetli bir besin maddesi olarak karsimiza cikiyor.Hem tokluk sagliyor hemde saglik acisindan iceriginde bulunan malzemeler nedeni ile iyilestirici ve tedavi edici etkisi gosteriyor.

Devoto ve Oli sozlugune gore ozellikle et suyuna corba ekmegi hafif kizartarak ustune sarimsak surterek hazirlaniyor.Besin ansiklopedisi ‘’Di Aichelburg ‘’ a gore ise yagsiz etin icine kereviz, havuc, sogan ve diger malzemelerin konulmasi ile yapiliyor.Yada bolgedeki mevcut otlarin icine eklenmesi ile daha lezzetli olmasi saglaniyor.Diger mevcut recetelere gore ise ‘’ zayif corba’’ yada ‘’yagsiz corba’’ olarak degerlendiriliyor cunku Cuma gunleri et yenmedigi icin et disinda kullanilan malzemeler yuzunden bu isim veriliyor.Cunku dini inanclara gore Katolikler Cuma gunu et yemiyorlar ve bir cesit perhiz yapiyorlar.

Toscana’da nerede yapildigina bagli olarak corbanin icine toplam 100 adet degisik otlardan o yorede mevcut olanlar konulabiliyor.Bunlardan en onemlisi lezzet oranini artirmak icin kullanilan adacayi, kekik,hodan,kara lahana.

Simdi bunu anlattiktan sonra Toscana Corbasi'ne gecelim.

Yarim kilo, Kirmizi fasulye.( bizim kuru barbunye dedigimiz )

Havuc bir adet

Kereviz bir dal taze yapraklari

Pirasa bir adet

Bir adet sogan

1-2 parca balkabagi

bol kara lahana

patates

( Bu corbaya baska otlar koyarakta yapabilirsiniz ama en onemli ozelligi fasulyeleri haslarken adacayi ve sarimsagi ihmal etmemeniz.)

Fasulyeyi bir gun onceden  islatiyoruz , adacayi ve sarimsak ile  bir saat kadar hasliyoruz.

Sonra tum yesillikleri patates en son olmak uzere zeytinyagda pembelesinceye kadar kavuruyoruz.

En son kara lahanayi corbaya ilave ediyoruz.Corbada fasulye ve karalaha agirlikli olmasi gerekiyor.Pisirdigimiz fasulyeyi yarisini blendirdan gecirip yarisini butun ekliyoruz.

Kesinlikle corbaya domates konmuyor.

Corba hazir olduktan sonra koy ekmegini kizartiyoruz.Ustune bir dis sarimsagi surtup, tabagin altina koyup ustune corbayi servis yapiyoruz.

Eger daha keskin bir tadi olmasini istiyorsaniz ,yesillikleri pembelestirirken sonra bir adet  ancuez koyabilirsiniz.

Afiyet olsun.

Friday, December 4, 2009

BOS FICILAR







Bu basligi oldugu gibi 4 aralik 2009 tarihli ''La Repubblica'da'' yayinlanan Carlo Petrini'nin makalesinden aldim.Carlo Petrini ile ilgili bilgi vermem gerekirse hepinizin bildigi gibi Italya'da 1989 tarihinde ''Slow Food'' ve daha sonra'' Slow Citta'' kavramlarininin dogmasina onculuk etti.Once Dunya Sarap Rehberine ve daha sonrada Italyan Sarap Rehberine katkilari oldu.Aslinda onun bu ''Yavas'' kavrami liberal bir siyasal dusuncenin yansimasi.

Bu hafta ise sarap konusunda Italya'da olanlari anlatiyor.

'' Bugunlerde bir sarap ureticisinin anlattiklarini dinledigimde sarap ureticilerinin yeni bir donemden gectigini dusunmeye basladim.Tabiiki bu 1986 yilinda meydana gelen skandal gibi degildi.( Bu skandal sirasinda birileri bizdeki gibi sahte raki uretiyor ve kimyasal maddeler karistiriyorlardi bu yuzden bazi olumler gerceklesti.)
Burada sarap ureticisinin ismini vermeyecegim.35 yasinda , aile sirketi, yasli kusakla beraber sarap uretiyorlar.10 yildir D.O.C. ( Yani sarabin hangi bolgeye ait oldugu ve hangi uzumden yapildiginin kontrol edildiginin sertifikasi diyebiliriz.) 8 hektar alan icinde yaklasik 25.000 sise uretiyorlar.Yorumlar bulunduklari bolgede en iyi sarap oldugunu soyluyor.8000 siseyi sadece U.S.A'ye satiyorlar ve hep bu sekilde devam etmis.Kriz ile beraber U.S.A'ye satmalarina ragmen sorun odeme yapilmamasi.2008 senesine ait henuz giris yapilmamis.Bu sene ise sadece satislari % 50 oraninda dusmus.Uretimin 1/3 halen siselenmek uzere beklemede.Buda uretiminin 2/3 unu kaybettigini gosteriyor ve sadece masraflarini nasil cikartacagini kara kara dusunmeye itiyor.Kucuk bir sirket olduklari icin yaslilar duruma el atiyor ve ''Sfusa'' ( Italya'da bos sisenizi goturuyorsunuz ve damacanadan size sarap satiyorlar.Bos siseniz yoksa kendileri veriyor ve siseyi dolduruyorlar) yani acik sarap olarak satalim siselemeyelim diyorlar.Bunun uzerine ailenin aldigi karar uygulaniyor.Bu sarabin litresi 50 sent ! ustelik D.O.C. sarap.Bu da hektar basina  3.000 €'luk bir kazanca denk geliyor ve bu kucuk aile sirketinin 8 hektarinin ''sfuso'' seklinde satildigi varsayilirsa toplam 24.000 € faturaya denk geliyor ! Tabii henuz yokluk burada bas gostermiyor.Sirke ureticileri bu saraptan sirke yapilmasi icin 44 sent oneriyorlar.Iste paradox burada basliyor cunku sarap yapimi icin gerekli olan uzume onerilen fiyat 80 sent ! Tabii bu aile sarap uretiminin bu asamada hicte ekonomik acidan karli olmadigini dusunmeye basliyor.Ustelik onlarin sarabi Italya'da cogu kucuk olcekli ve sisesi 10 €'nun altinda satilan D.O.C. saraplar kalitesinde.Tabii ''Barolo'' ve ''Il Brunello'' gibiler krizden daha az etkileniyorlar yada en azindan bu sirket gibi derinden hissetmiyorlar.Ve boylece sarap sektorunde de diger tarim sektorundeki urunlerde oldugu gibi  ayni seyler olmaya basliyor.Uzum ile sarap arasindaki bag kopmaya basliyor.
Iste bu yuzden toprakla bire bir baglari olan kucuk ureticileri kurtaralim onlara yardim edelim ki ayni zamanda kendi kulturumuzu korumus olalim.''

Yilda tum dunyada sarap uretimi  300 milyon hektolitre bunun 170 milyonu sadece Avrupa Ulkelerinden geliyor ki yaklasik uretimin % 69 u.

Italya'da ise her sene sarap uretimine ayrilan hektar giderek azaliyor.

Wednesday, December 2, 2009

SURO BRUNICARDI- BIR GURME-SOMELIER VE INTIHAR



Signor Brunicardi benim oturdugum yerde; Lucca Toscana'da ''La Mora'' adli restaurantin sahibi.Esi ile birlikte isletiyorlardi.Cok guzel bir restaurant.Genis ve cok buyuk bir mahseni var.Her turlu sarabi bulabileceginiz.Icinde eski sarap uretim aletlerini bulabiliyorsunuz.Toscana'da kime sorarsiniz parmakla gosterdikleri bir yer.Saraplari bizzat kendi seciyor ve oneriyor.Kisi basi 45 euro ortalama hesap sarap haric tabii.Bir cok odule sahip.Guler yuzlu , son derece kibar bir kisilik.Bugune kadar kimse ile kotu olmamis soylenene gore.Herkese selam verir, mutevazi.

Ve bugun evinden cikiyor.Esine bir mektup birakiyor.Hayatini sona erdirecegine dair ve ozur diliyor.Esi hemen polisi ariyor ve durumu anlatiyor.Aradan gecen zaman icerisinde Serchio nehri yaninda onun cesetine rastliyorlar.

Benimde bu yerle bir gonul bagim var.Evlendigimiz gunun aksami Turkiye'den gelen canim arkadaslarim Asli Tavil ve esi Tankut ile yeni ailem ile yemege gidiyoruz.Ve bizi kapida karsiliyor.Yaklasik 10 kisiyiz.Yedigimiz yemeklerin lezzeti , saraplar ve tum sevdiklerim benimle.Onun gulen yuzunu bugun bile hatirliyorum.

Bu haberi okuduktan sonra memleketimdeki baska bir intihar olayi aklima geldi.Funika'nin sahibi Osman Nuri Sozkesen.Bu iki kisiligin ortak bir ozelligi var.Toplum tarafindan cok iyi insan olarak tanimlanmalari.

Yasadigimiz hayatta kimse disaridan gorundugu gibi degil.Hepimiz kendimize bir rol biciyoruz ve onu oynuyoruz oysa icimizde firtinalar kopuyor.

Tuesday, December 1, 2009

3 TURK VE ITALYAN BASINI

Italya'ya geldigim zaman acaba dedim Turklerden kimleri taniyorlar.Uzun sure basini Italyancam cok iyi olmadigi icin takip edemedim.Daha sonra televizyon ve gazeteleri takip etmeye basladim.Zaman icerisinde 3 Turk benim dikkatimi cekti,cunku surekli Italyan basininda yer aliyorlardi.Bu aksam size bu 3 Turk'ten bahsetmek istiyorum.

ORHAN PAMUK

Orhan Pamuk, sadece yazdigi kitaplarla degil ayni zamanda Istanbul'un gercek bir taniticisi.Kitaplari Italya'da on raflarda yer aliyor.Son yazdigi ''Masumiyet Muzesi'' bu hafta L'espresso ekinde 2 sayfa yer aldi.Aslinda sadece bu kitapta yer alan objelerin muzeye cevrilmesi disinda, yazi 2010 senesinde Istanbul'da olan etkinlikleri anlatiyordu.Yazi basligi soyle idi '' 2010 yilinin kultur sehrinde Pamuk muzesi doguyor'' Yazinin icerigine bakildiginda ise aslinda Pamuk'a ayrilan yer cok da fazla degildi.Istanbul haritasi esliginde Taksim, Cukurcuma, Topkapi Muzesi, Santa Sofia Beyoglu, Istiklal Caddesi anlatiliyordu.Ve birde not dusulmustu. ''Hepsi bir haftada '' Arkasindan yemek yenecek yerler kisminda Hunkar, 360 istanbul, modacilarimizdan Arzu Kaprol ve Macka'daki Pinokyo Design anlatiliyordu.Ekindede Taksim'deki eski tramvay vardi.

FERZAN OZPETEK

Italyan olupta Ferzan Ozpetek filmlerini bilmeyeni tanimiyorum.Mutlaka bir sekilde Roma, Ferzan Ozpetek ve filmleri konusuluyor.Isin enteresan tarafi ise Ferzan Ozpetegi burada yasadigi icin Italyan olarak kabul ediyorlar.Televizyonlarda ise onun filmleri gosteriliyor.






SOLI OZEL


Bu ismi Turkiye'de gazeteleri takip edenler  yada Bilgi Universite'nde egitim gorenler yakindan taniyor olmali.Ben acikcasi Italya'ya geldigimde tanidim cunku Soli Ozel, Ortadogu konusunda uzman bir isim.Ogretim gorevlisi kimliginin yaninda gazetede yaziyor.Daha bir cok ozelligi var tabii.Italyan gazetesi olan La Rebupplica eki L'Espresso her hafta Cuma gunu cikiyor.Dunyanin her tarafindan haberler veriyor.''Senza Frontiere'' '' Sinirsiz '' diye bir bolum var ekini actiginizda karsiniza degisik ulkelerden yazarlarin yorumlari cikiyor.Iste Soli Ozel , Italyan  basinina girmis , yorumlariyla Turkiye'den haberler veriyor.Onu dort gozle bekliyorum, ogrencileri cok sansli cunku Turkiye'de olanlari yalin bir dille ve sansursuz anlatiyor.

http://espresso.repubblica.it/lista/senzafrontiere/soliozel


Amacim bu 3 ismi ayricalikli hale getirmek degil tabiiki baska Turkler'de vardir benim tanimadigim.Kriter olarak aldigim , hic bir caba sarfetmeden Italyanlarin evine giren Turklerden bahsetmekti.


Sunday, November 29, 2009

WHITE CHRISTMAS-ITALYA'DA GOCMENLER

Ben bir gocmenim.Italya’ya evlilik nedeni ile gocenlerden biriyim.Sadece gocmen olarak gelis nedenim farkli.Burada gocmenlere yapilan uygulamalar sanirim baska ulkelerde bu kadar agir degildir diye dusunmeye basladim.Belki yaniliyorum, bire bir yasadigim icin olanlari daha yakinen takip ediyor ve hissediyorum.

Italya’ya eger gocmen olarak geldiyseniz, oturma izni almadan ise baslarsiniz.Calisma izninizde olmaz baslangicta.Bunu elde edebilmek icin yapacaginiz isler yaslilara refakat etmek, onlarin her ihtiyacini karsilamak, domates toplamak,zeytin toplamak, insaat islerinde calismak,fabrikalarda isci olarak calisabilirsiniz.Cogunlukla sigortasiz ve hic bir garantiniz olmadan calisirsiniz.Kriz zamaninda ilk kapinin onune konacak kisilerden biri siz olursunuz.Buraya gocmen olarak gelenler Italya super guzel , saraplari harika, yemekleri sahane oldugu icin gelmez.Herkes ekmek derdindedir.Turist olarak gelirseniz daha mutlu ayrilirsiniz cunku tum guzelliklerden iki uc gunde olsa faydalanir ve ulkenize geri donersiniz.En guzel ziyaret sekli turist olarak gelmektir.

Bugune kadar olanda her ulkede insanin basina gelebilecek olanlardi.Fakat son hikaye benimde sabrimi tasirmakla kalmadi, ciddi anlamda endise duymaya basladim.

BRESCIA ‘da Coccaglio kucuk bir kasaba.7000’den daha az nufusu var bunlarin 1, 500 u gocmen.Belediye baskani Franco Claretti ‘’White Christmas’’ diye bir konsept ortaya atiyor. Guvenlikten sorumlu Claudio Abiendi ise konuya su sekilde aciklik getiriyor.’’ Benim icin Christmas bir misafirperverlik ve barindirmak kutlamasi degil sadece bizim kimligimizi yansitan geleneksel Kristiyan kutlamasidir’’

25 Aralik tarihine kadar belediye yaklasik 400 gocmenin evinin zilini calacak ve bunlardan oturma izninin gunleri dolmus olanlar yenilemeyi gostermedikleri takdirde sinir disi edilmek icin islemler baslatilacak.

177 olan yabanci sayisi 2008 senesinde 1700 lere yukselmis. Suc orani cok dusuk.Amac temizlik yapmak.Onun icinde operasyonun ismi '' Beyaz Christmas''.
Bugun yaklasik 3000 gocmen ise bu durumu protesto etmek icin bir araya geldiler.( Haber ile ilgili detayi http://it.euronews.net/2009/11/29/coccaglio-corteo-contro-white-christmas/ ) bulabilirsiniz.

Isin enteresan tarafi bazi Italyanlar haric , cogunlugu gocmenlerle baris icinde yasiyor.Cunku Italyanlarin yapmak istemedigi isleri gocmenler yapiyor.Uretime ciddi anlamda katkida bulunuyorlar , gocmenlerin uretimden ellerini cekmeleri halinde uretimin sekteye ugrayacagida konusuluyor.Bu gercek bir ikilem.

 
Son zamanlarda hastanelerde oturma izni suresi dolmus kisilerin doktor ziyaretlerinde % 42 oraninda dusme oldu.Hatta hastanelerde gocmenlerin ihbar edilmeyecegine dair bildiriler yapiliyor buna ragmen korku nedeni ile doktora giden gocmenler sayisinda azalma oldu.

Kisacasi gecmiste bazi ulkelerin Italya’ya yaptigini simdi Italyanlar gocmenlere yapiyor.Unutmamak gerekirki gecmiste Italyanlarin bazi ulkelerde barlara girmesi yasakti.Kapida ‘’Italyanlar giremez'' yazisi vardi.Bunlari bana esim anlatiyor.

Gecenlerde televizyonda 10 yasindaki bir cocugun mektubu yayinlandi.Gocmenler hakkinda goruslerini acikliyordu.Mektubun tamamini cevirmeyecegim ama ozetle bir cumlesi dikkatimi cekti.’’ Neden gocmenlerle ayni yerde okumamiza izin vermiyorlar, Oysaki bizlerle beraber okumayan gocmen cocuklarinin okula gitmedikleri zaman durumun vahim olacagini kimse dusunmuyormu?’’



Saturday, November 28, 2009

TOSCANA USULU ISKEMBE













Yaklasik 4 senedir Toscana Lucca'dayasiyorum.Arkadaslarimdan gelen ilk istek yoresel yemeklerin tarifi.Bende onlardan bir tanesi ile baslamak istedim.Aslinda bizimde milli yemegimiz diyebilirim.Iskembe deyince aklima Apik geliyor hep.Istanbul'da iken mutlaka ugrardim.Simdi nedir son durum bilmiyorum tabii.
Kiyma ile iskembe karisimini hic denememistim.Ama denemenizi tavsiye ederim gercekten cok lezzetli.Umarim en kisa surede Turkiye'de burada yapilan ''sagra'' lari gorebiliriz.Iskembe festivali gecenlerde Floransa'da yapildi.Neden Turkiye'de sadece iskembe degil, corba festivali, kurbaga festivali, salyangoz festivali, yoresel sucuk salam festivali ve buna benzer daha bir cok festivali goremiyoruz.

Malzemeler
  • 1 kg.iskembe
  • 300 gram dana kiyma ( yagsiz )
  • 2 sap kereviz
  • 2 adet havuc
  • 1 sogan
  • 300 gram domates salcasi
  • 100 gram parmesan peynir.
  • zeytinyag
  • tuz
  • karabiber
  • 2 dal biberiye ( taze bulamazsaniz kurusunu tercih edin )
  • Et suyu icin sogan, iki domates, kereviz sapi, feslegen, havuc.
Kereviz, havuc ve sogani bol zeytinyaginda pembelesinceye kadar kavurun.Hazir duruma gelince kiymanizi ilave edin ve kavurmaya devam edin.Domates salcasini kiyma pembelestikten sonra ilave edin.Kisik ateste yaklasik yarim saat pisirin.Eger sos yeterli olmazsa mutlaka bir tarafta hazirladiginiz et suyunu kiymayi kaplayacak kadar ilave edin.

Diger tarafta iskembeyi eger butun aldiysaniz mutlaka spagetti seklinde dograyin.Uzunlamasina parcalar olsun.( Bu sekilde sosun daha icine aldigi soyleniyor ve yemesi kolay oluyor.)Burada iskembe yari pismis satiliyor, ama siz eger cig aldiysaniz mutlaka duduklude spagetti seklinde dogradiginiz iskembeyi az tuz ile 3 bardak su ile beraber pisirin.Suyu fazla koymamaya dikkat edin cunku yemegin puf noktasi cok sulu olmamasi.

Hazir olan iskembenizi daha once hazirladiginiz kiymaya ilave edin ve yarim saat daha pisirmeye devam edin.Iskembe suyu yerine hazirladiginiz et suyunu gerekirse ilave edin.

Iskembe yogun bir kivam alincaya kadar pisirin.

Yemeginiz hazir olunca servis sirasinda her bir tabaga bir dilim koy ekmegini kizarttiktan sonra  ustune tum sarimsagi surtun ve sarimsak tadinin ekmege gecmesini saglayin.
Tabaginiza ekmegi yerlestirin.Hafif sulu iskembenizi servis yaptiktan sonra ustune bol parmesan peynirinizi rendeleyin.

Afiyet olsun.

Friday, November 27, 2009

ITALYA'DA KADINA SIDDET ( STALKING)

(Veriler La Repubblica 26 kasim 2009'dan alinmistir )

Son zamanlarda en cok konusulan konulardan bir taneside Italya'da kadina uygulanan siddet.Yapilan arastirmalara gore yaklasik 7 milyon fiziksel ve seksuel olarak siddete maruz kaliyor.Her 3 kadindan 1 tanesi 16-70 yas arasi siddete maruz kalmis.Bunlardan 3 milyon kadin ise iliski sirasinda yada iliskiyi bitirdikten sonra siddete maruz kalmis.
En siddetli olanlar ise evli kadina yada nisanliya yapilan siddet.Her 10 kadindan 8 i ev icerisinde siddete maruz kaliyor.Toplam sayi icerisinde tecavuz orani % 70. % 6.6 ise 16 yasindan once tecavuze ugruyor.% 53 ise hic bir sekilde kimsee ugradiklari siddeti anlatmiyor.

Peki stalking nedir.?( alinti yapilan site http://www.turkhukuksitesi.com-Veli Sanli ) ''Bu kelime ingilizce´den gelmekte olup, avcilik dilinde avina hissettirmeden yaklasip onu yakalama anlamina gelmektedir. Insanlararasi iliskilerde ise bu kelime, bir kisinin arzusu disinda takip edilmesi (izlenmesi), taciz edilmesi anlaminda kullanilmaktadir. Stalking davranisini sergileyen kisiler, bu davranisi cesitli yollarla uygulamaktadirlar, mesela sürekli caldirilan telefonlar, mektuplar yada E-Mail, izlemeler, takip etmeler, kontrol etmeler ve bazende siddet uygulamalari. Bazi siddet durumlarinda Magdur kisiyi öldürmeleri bile sözkonusu olabilir. Dünya´da encok kadinlar Magdur durumundadirlar.''

Italya'da stalking yapan kisilerin % 84.68 Italyan, % 15.32 ise yabanci uyruklu.Bu konuda Italya'daki kanunun onaylanmasindan sonra her gun yaklasik ( son 8 ay olmak uzere ) 17 kisi ihbarda bulundu.Toplam 4.124 kisiden sadece 723'u tutuklandi.Stalking maruzu % 80 ise kadin.

Televizyonda, ana haber bultenlerinde, aktuel programlarda ''Stalking''maruzu kadinlar baslarina gelenleri anlatiyorlar.

Bu hafta icerisinde ben bir kac kez Lucca'da bu konuda imza gunleri duzenlendigine sahit oldum.

Sanirim dunyanin neresinde olursaniz olun sadece konusulan dil degisiyor.Yasanan olaylar ise ayni.....

Thursday, November 26, 2009

PIERO MARAZZO VE NATALI

Son zamanlarda Italya'da kriz disinda konusulan en onemli basliklardan bir tanesi Piero Marazzo ve Natali.
Signor Marazzo 1958, Roma dogumlu. Once bir gazeteci sonra bir politikaci.Uzun zaman Italyan Televizyonu Rai'da ''Mi manda Raitre '' adli programi hazirliyor ve sunuyor ve bu alanda odulde kazaniyor. 2005-2009 seneleri arasinda Lazio bolgesinin baskani olarak siyaset yasamini surduruyor.Disardan bakildiginda son derece sakin ve oldukca basarili bir kisilik.Sol partiden Nisan 2005 yilinda oylarin yaklasik % 50 sini aliyor.
3 tane cocugu var ve iki evlilik yapmis.Ikinci esi ise bir gazeteci.

Peki Natali kim? Natali ise bir transeksuel.Brezilya asilli.Peki ikisinin hayati nerede kesisiyor.2001 Subat ayinda tanisiyorlar.Ve ondan sonra da olanlar oluyor.3 Temmuz gecesi Signor Marazzo surekli gorustugu Natali'nin evine gidiyor.Evi Roma'da Via Gradoli'de.Bu bolgede genellikle transeksueller yasiyor.O aksam iki adet polis eve baskin yapiyor ve kasede cekiyorlar.Signor Marazzo'dan para istiyorlar ve kendiside ceki imzaliyor.12 eylul tarihinde ise Natali'nin islerini yuruten Cafasso denen sahis overdosedan hayatini kaybediyor.Bir sekilde tum bu detaylar basina siziyor ve polisler tutuklaniyor.Olaylar bu noktada kapanmiyor.8 Kasim tarihinde ise Brenda adli Signor Marazzo'nun gorustugu ve Natali'ninde tanidigi yine ayni semtte oturan baska bir transseksuelin cep telefonu caliniyor ve bir grup tartakliyor.Ve en sonunda ise 20 Kasim tarihinde yani bir kac gun once Brenda olu bulunuyor.Brenda'nin evi oldukca karisik , evde bir bilgisayar var ve bu bilgisayar suyun icerisinde bulunuyor.

Olayin fotograflandigi kisim biraz karisik.Isin icinde drog olduguda belirtiliyor.
Televizyona gecen gun Natali cikti.Porta Porta diye bir program.Anlattiklarini saskinlikla izledim.7 yildir gorustuklerini ve kendisini Signor Marazzo'nun nisanlisi olarak tanimliyordu, ayni zamanda onun psikologu oldugunu hatta bir keresinde birilerinin arabada ikisini fotograflamak istedigini ama Marazzo'nun bunu gorup kendisini arabadan indirdigini soyluyordu.Hatta aralarinda ciddi anlamda duygusal bag oldugunu, ara sira Marazzo'nun kendisini biraktigini ama sonra geri dondugunu dile getiriyordu.

Daha sonrada devam ediyor ''bana geldigi aksam bes dakika sonra kapi calindi.Ve icerde eglence var kapiyi acin dediler.Marazzo bana dondu ve hemen kapiyi ac dedi.Iceriye iki adet polis girdi , normal giyimli, hemen onu bir odaya aldilar beni disari attilar.Kendisinden 100.000 € istemisler aradan 20 dakika gecti ve disari ciktilar.Marazzo bana dondu ve dediki kimseye ama kimseye hic bir sekilde bu konuyu anlatmiyorsun cunku benim cuzdanimi aldilar ayrica 2000 € aldilar.Ve agliyordu.Daha sonra asagida bekleyen soforu ile evine gitti''

Tum bunlar olduktan sonra Signor Marazzo basina sadece soyle bir aciklama yapti.'' frutto di una mia debolezza della vita privata'' ''Gucsuz oldugum bir donemin meyvesi''

Hepimizin gucsuz oldugu donemler var onemli olan bu donemi nasil atlattigimiz.

Emel Serio

Wednesday, November 25, 2009

ISLAM YIYECEKLERI ( HALAL ) AVRUPA'DA YENI PAZAR

( La Repubblica 24 Kasim 2009 , Francesca Caferri)
Avrupa'da 2005 yilinda; yasayan Muslumanlarin sayisi 51.2 milyon iken bu rakamin 2010 senesinde 54.7 milyon olmasi bekleniyor.

Bu nufusla birlikte 2009 yili icin Avrupa'da yasayan Muslumanlar icin uretilen urunlerin pazari yaklasik 66.6 milyar $.Bu rakamin 2010 yilinda 69.3 milyar $ olmasi bekleniyor.Bu urunlerin arasinda neler yokki.% 100 alkolsuz vucut losyonlari, domuz etsiz fast food yiyecekleri, pizza, parfum ve giyecekler.
Londra'da bulunan ''Halo'', Almanya'da bulunan kasapla ve en son Italya'da Muslumanlar icin uretilen koyun etinden salam

En ilginc olani ise tum dunyadaki Muslumanlarin uretilen ''halal'' urunlerin sadece % 10.2 sini ''gercekten HALAL '' olduklari icin tukettiklerini beyan ediyorlar.

En onemli sorun ise bu urunlere ait standartlarin olmamasi.Hamburg'ta Avrupa Merkezi Sertifikasyon adina konusan Yusuf Calkara kendilerinin bu tur urunlere karsi korunmadigini soyluyor.Calkara'ya gore ''herkes istedigi zaman ''HALAL'' etiketini urunlerine koyabilirler , onemli olan o etiketin arkasinda ne oldugu ve standartlarin uygulamaya konmasidir.'' diye acikliyor.

Aja , en onemli World First Halal Forum.Bu toplulugun 33 ulkede 400 delegesi var.Bunlardan biride Italya'da.Italya'da yasayan 2 milyon Musluman'a ait buyuk marketlerde ''HALAL'' urunler soz konusu.Tabiiki Fransa ve Almanya kadar fazla bir nufusa sahip olmasada gereksinimlerini genelde global olcekte karsiliyorlar.Italya Halal urunler marketing temsilcisi Maria Tiozzo ise bu ulkede de gecikmelerle bilrikte bu konuda girisimler oldugunu belirtiyor.

Sanirim Italyan'lari takip etmekte fayda var.Bir cok konuda bize benzedikleri hikayesini yada bizim onlara benzedigimiz hikayesini dinlesemde hic bir yakinligimizin olmadigina inaniyorum.Yakinda sucugumuzu yada Kayseri pastirmamizi yada mantimizi '' Made in Italy'' diye bize satarlarsa hic sasirmayalim.

http://www.worldhalalforum.org

Tuesday, November 24, 2009

ITALYANLAR NE YIYORLAR VE NASIL HARCAMA YAPIYORLAR.

( Kaynak: Le Repubblica 24 kasim 2009 )
Italya'ya geldigimde hergun kucuk yerel marketten alisveris yapmaya basladim.Yasadigim yerde yetisen otlar, sebzeler , meyveler disinda degisik urunler aldigimda kimse ragbet etmiyordu.Buyuk marketlere gidip alisveris yaptigimda ise hemen tadindan anliyorlardi.Buna bende inanamiyordum ama yasadigim bu ulke mutfak konusunda oldukca basarili idi ve degisik tadlari hemen farkediyorlardi.Sebebi ise La Repubblica'da belirtildigi gibi ulkenin % 67.7 si aliskanliklarina gore alisveris yapiyordu.
Bundan cok degil 3 sene once neredeyse 2 saat masada kaliyor ve her ogun farkli yiyecekler hazirliyorduk.Oysa kriz ile birlikte hepimizin amaci daha az harcayip kaliteden odun vermeden ayni tadi korumak oldu.Iste bu amacla degisen aliskanliklari bugun La Repubblica soyle anlatiyor.
''Bundan iki yil once Italyanlar'in % 20 si market alisverisi yaparken krizi hissettiklerini beyan ediyorlardi oysa son donem kriz ile birlikte direkt satis yada discount shop'lara yoneldiler ve alisveris egilimide degisti.Son 12 ayin verilerine gore ITALYANLAR
% 38.7 Sadece direkt satis yada discountlardan,
% 27.3 Ayni urunu ve markayi daha az olcekte satin aldigini,
% 13.8 Degisik urun ve az maliyetli olani
% 20.2 Ayni markanin degisik urunlerini dusuk miktarlarda aldiklarini beyan ediyorlar.

12 ay oncesine gore ise direkt satis noktalarindan alisveris yapanlar % 84.3.''


Manavlar Italyan'larin vazgecemedigi yerlerden bir tanesiydi.Fiyatlar; normal market fiyatlarina gore % 30 daha fazla olmasina ragmen kaliteden odun vermemek ugruna butcelerinin buyuk bir bolumunu yemege harciyorlardi.Oysa yazida sozu gecen unsurlardan bir taneside geleneksel bu tip manavlardaki alisveris oraninin % 61.7 dustugu belirtiliyor.
Italyan'larin ortalama haftalik harcama miktari ise 80 €.
Alisveris seklide son 12 ay icerisinde degisiklik gosteriyor.Gecmise gore artik daha fazla pirinc ve makarna tuketilmesine ragmen daha az snack, sut ve sarap tuketiliyor.Ayrica ogle yemekleri ve kahvaltida da ciddi anlamda degisiklik soz konusu.12 ay oncesine gore disarda ogle yemegi yenirken bugun masraflari kismak amaci ile evde yeniyor , calisan kesim ise evden bir seyler goturup yemeyi tercih etmeye basladi.Italyan'larin sabah klasik barda kahve keyfi ise sanirim zaman icinde tarihe karisacak.Bir kahvenin 90 sent oldugu Italya'da yaninda kucuk bir tuzlu ile yapilan kahvaltinin maliyeti 2 € civarinda.Bu aliskanlik bile yavas yavas yerini evde kahve icmeye ve kahvalti yapma seklinde degistiriyor.
2008 e gore her hafta bir kez disarda yemek yiyen Italyan'larin oraninda ise gozle gorulur belirgin degisiklikler soz konusu. % 53 gecmis yila gore ya hic yada cok az olsa da disarda yemek yiyor.

Sanirim sadece yasam tarzi degil yeme aliskanliklarinda da ciddi anlamda degisiklik soz konusu.Italyanlar bu anlamda onemli bir gosterge cunku kalite onlar icin yemekte cok onemli.Bende burada degisen aliskanliklarim ile beraber kaliteden vazgecmeden daha az tuketme egiliminde onlarla hem fikirim.